Hakkımda

4 kişilik bir ailenin tek kız çocuğuydum. Yeterince şımartılmış her istediği hemen hemen olmuş bir çocuk.. Tabi 90 larda ne kadar şey istenir ne kadarı olur orası ayrı bir muamma. Ticaret meslek lisesi mezunu ticaret üniversitesi terk'im :( Babamı 46 yaşında kaybettikten sonra 19 yaşımdayken başladı iş haytım. Daha doğrusu hayat maratonum. 20 li yaşlarda tanıştım eşimle. Senesine en kıymetlim geldi dünyaya. Ve geçmişte bahsettiğim kızdan şimdi eser olmayan ben.. Anne olmak hayatımın en zorlu görevi ve en güzel şeyi. Şimdi herşey onun için. Beslenmesi,uyuması, oynaması, okul hayatı, geleceği..

1 Ekim 2017 Pazar

3 Çocukla Yaşam Mücadelesi

Bazen diyorum ki bir gün pat diye duracağım. Evet evet hani öyle hastalan yatağa düş vs olmayacak. Nasıl şimdi her yere aynı anda koşabiliyorum bir an gelecek bir bakacaklar merve artık yok ..
Ahmet doğduğundan beri dünyanın bütün yükünü üstlenmiş gibi hissediyorum ki nitekim kendi hayatımla ilgili olan kısmını üstlenmiş durumdayım.Oysa herşey ne güzeldi. Birlikte bir yola çıktık ve bebek sahibi olduk. 9 aylık serüvende kendimizi hazırladık (meğer sadece anne hazırlıyormuş) Ve doğumuyla birlikte artık hayatın asla eskisi gibi olmayacak. Hoşgeldin bebek :)
Tam 7 yıl oldu gece kesintisiz uyumayalı
Tuvalete rahat gidemeyeli
Evden rahat rahat hazırlanıp çıkamayalı
Sevdiğim bir programı baştan sona izleyemeyeli
Tek başıma arkadaşlarımla görüşmeyeli
Kuaförde bile rahat zaman geçirmeyeli
Kendimi hep ikinci plana atalı
Ayaklarımı uzatıp 5 dakika bile dinlenemeyeli
Kesintisiz yemek yiyemeyeli
Çizgi film bağımlısı olalı
Sevdiğim romanları bırakıp çocuk yetiştirme kitapları dikkatimi çekeli
Oyun parkları uzmanı olalı
Oyuncak bağımlısı olalı vb.
Bu liste uzayıp gider. Nitekim tek çokcukla olsaydım sanırım 2-3 yıl önce hayatım kolaylaşmış ve kısmen düzene girmiş olacaktı. Ardından gelen 2 küçük aşkla hayat gereçten çok zor olmaya başladı. Kendi rutinimden bahsetmek gerekirse;
Sabah 06:00 hazırlan çocukların çantalarını hazırla çocukları hazırla evden çık anneane ve babanneye servis yaptıktan sonra  hastaneye (işine) git
Akşam 17:30 işten çık dükkana (kendi işine) eşine yardıma git
22:00 dükkanı kapa ve çocukları topla (anneanede en ufağı babannede diğer ikisi)
22:45 eve giriş
Ahmet okul sebebi ile genelde arabada uyumuş oluyor ve eve gidildiğinde üstünü değişip yatağa yatırıyorum. Almir en hareketli döneminde. Bebeği uyutmaya başladıktan sonra en az 2 saat ayağımda kalıyor (aarada uyusada almirin bağırışları uyandırıyor) tam anlamıyla yatağına yatırmam 01:00 buluyor. Daha sonra Almiri uyutma seansı başlıyor. Aslında ayakta sallanmıyordu ama kardeş kıskançlığı sebebi ile ayağımda sallamadan son bir aydır uyumuyor. Onunda uyuması en iyi ihtimalle 02:30 u buluyor. Benim evi toplayıp ertesi güne hazırlık yapıp yatmam 03:30-04:00 ve sabah yine 06:00 da başa dönüyor.
Evet tam olarak son 9 aydır rutinim bu şekilde ilerliyor. 8 yıllık evliyim ve evime toplamda 6 kez felan temizliğe yardımcı gelmiştir. E peki niye? Çünkü ben mükemmelim herşeye yeterim ya ondan.
27 yaşındayım ve 3 çocuk sahibiyim. 2 işte çalışıyorum ve ev dahil herşeyi ben hallediyorum. Noluyor yani ben yapıyorum da noluyor. Ooo kocam harika hissettiriyor piremsesler gibiyim her gün hediyeye boğuyor defalarca teşekkür ediyor sürekli beni ne kadar sevdiğini söylüyor ve hissettiriyor. Ne güzel dimi. O yüzden dayanıyorum diyebilmek isterdim. Yok canım o öyle olmuyor. Aksine alışılmış olan düzen içinde olurda isyan edersen yardım istersen ya da yanlışlıkla yoruldum bıktım sıkıldım gibi kelimeler kullnırsan hop geliyor en güzelinden tartışma. Son 1 haftadır sadece bunu düşünüyorum. Neden? Nedir bu herşeye yetebilme sevdası. Neeyim ben.. İnsan olduğumu unuttuğumu hatırladım. Ben bir Anneyim, eşim, kadınım.. Tabiki kedni ihtiyaçlarım var. Tabiki kendime zaman ayırmalıyım. Bir süre sonra herşeye yetebilmeyi bırak çocuklarımı sevmeye halim kalmayacak böyle giderse. Şimdi dur dedim işte kendime. Düşündüm ne yapabilirim. Hayatımı kolaylaştırmalıyım ama nasıl?
Baba.. evet evet böyle bir sıfatı taşıyan biri ile yaşıyorum evde. Çocuklarımın üzerinde benim kadar hak sahibi bir adamdan bahsediyorum. E bunca yazılanların içinde o nerde..Söyleyim hemen evde bir koltuk üzerinde elinde telefon sürekli heryerinin ağrıdığından şikayet edip cep telefonu ile ilgilenen bir birey..
Bu işte bir terslik var. ve vazgeçiyorum mükemmel anne olma isteğimden..
Zaten çalışıyorum öyleyse ikinci bir iş (kendi dükkanım bile olsa) gitmek gereksiz..
3 çocuk var ve ikisi bebek. Aynı anda 3ünü uyutursam kendime vakit ayırabilirim ama tek başıma bunu yapmam imkansız öyleyse baba faktörü devreye girmeli ve çocuklar pay edilmeli
Kednimi en iyi hissettiğim yer kuaförüüm ama orda bile stres oluyorum öyleyse nasıl ki hafta içi anneler destek veriyor çocuk bakımına kuafördeyken de pek ala idare edilebilir relax oluyorum.
Kız kıza kafa dağıtmak fikri bile gözlerimi parıldattı. En son hiç çocuksuz dışarı çıktığımda henüz çocuk sahibi değildim. En yakın zamanda böyle bir plan yapıcam ve resetlenicem.
Gelelim en önemli konuya temizlik. Bunca şeyin arasında kendi evimin işini nasıl yetiştirmişim valla bravo bana. Neden yardım çağırmıyorum kendi canıma kastım mı var.. Bundan sonra düzenli her hafta cuma günü yardımcı bir abla evimizin rutin işini yapacak anlaştım ve kafam şuan bile çok rahat.
Bazen eş ile bazen tek başıma kafamı dinlemeye ihtiyacım var ve bu sağlanmalı. Çok basit şeyler bile enerji depolamanızı sağlayabilri. Babalar bir not kağıdına seni seviyorum yazıp kalktığı gibi görebilecek bir yere assanız mesela ya da bir kaç parçadan oluşan kahvaltı kadınları gülümsetmeye öylesine yeter ki. Baktınız çok yorgun bitmiş halsiz düşünme çocukları çık dolaş bir iki saat deseniz mesela öyle kolaylaşacak ki hayat.
Destek çok önemli. Hayat çocuklarla zaten yeterince zor. Birde herşey tek kişinin üstünde olursa o evlilikte zamanla sarsılır dengesini yitirir. Destek olunmalı. Anneler kendine vakit ayırmalı. Bir şeyler düzeltilebilecekken harekete geçilmeli. Zaman varken değişmeli..


21 Ağustos 2017 Pazartesi

En iyisi hangisi ? Devlet Okulu mu ? Özel Okul mu?

Gönül isterdi ki ücretli eğitime karşı olalım. Çocuk parayla değil de yasal hakkı olan okul da iyi bir eğitim alsın. Malesef sanırım en iyi okul dönemi 90lı yılların başında sona erdi. Gerek müfredat değişikliği gerek rekabet artımı tüm düzeni alt üst etti.

Hatırlıyorum da bizim zamanımızda özel okuldan çok etütlü okul kelimesi geçerdi. Sanırım aylık cüzi bir miktar para karşılığında okulda daha fazla vakit geçirip bir nevi derslerin üzerinden geçiliyordu. Öyle kolej şu bu nerdee.

Gelelim asıl mevzu bizim çocuklar için en iyisini bulmaya.
Diyelim devlet okuluna verdik. Ben çalışıyorum. Sabah 7:45 evden çıkış akşam 17:30 işten çıkış. Hala sistem aynı mı bilmiyorum ama devlet okullarında sabahçı ve öğlenci kavramı var yanlış hatırlamıyorsam. Çocuk diyelim sabahçı oldu. Gitti 7 de okula geldi 13:00 da. E anne nerde işte. Bu çocuk 18:00 a kadar evde tek mi duracak. Diyelim öğlenci oldu. Anne evde yok çocuk okula tek mi hazırlanacak. Hadi diyelim saatleri güzel bir devlet okulu bulduk. 
Sınıf mevcudu en iyi ihtimal ile 40 felan sanırım. Zira 8 devlet okulu ile görüşme sonu edindiğim bilgiler doğrultusunda 45 mevcuttan azını duymadım. Öylesine kalabalık bir sınıfta yeterli oksijeni bile alamazken bu çocuk nasıl birşeyler öğrensin. Hadi diyelim mucize oldu 30 kişilik sınıf bulduk. Eğitim kalitesi nedir? Yani bir fen dersinde laboratuvar bir beden dersinde yüzme ne bileyim yabancı dil dersinde uygulama yaptırıyorlar mı? Çocuklar okulda ne kadar kaliteli vakit geçiriyor? Okulun fiziki şartları nedir? Güvenlik yeterli mi?

Gelelim sadete..
Ben şahsi olarak özel okula karşı bir insan olsam da ne yazık ki devlette aradığı mı bulamadım. Kendi oğlum için konuşacak olursak hem benim beklentilerimi hem de oğlumun beklentilerini karşılıyor. Okul da ki temel amaç eğitim kalitesi fakat bunun yanında oğlumun keyifli vakit geçirmesi benim için önemli. Satranç, okuma, yüzme, 2. yabancı dil, heykel sanatı, müzik vb. saymadığım bir dünya seçeneği var.
Çoğu ticarete döksede hala hakkıyla işini yapan okullar var. Ben evime yakın olanından bir tane buldum. Her çocuğun en doğru kararını annesi verir. Bu benim seçimim benim terihim.

Şöyle de bir durum var. Henüz herşeyin başındayız. Okulun geçmiş öğrenci velileri, öğretmenler vb. araştırma sonucu bir karar verdim. Fakat tecrübe edinmedim. Bir yılın sonunda tekrar yazı yazmış olacağım.Gerçek şu ki her yıl okul ve öğretmen değiştirmek zorunda bile kalsam içime sinmeyen en ufak bir durumda uğraşırım. Hakkımızda hayırlısı..

Sevgiler..

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Instagram Markaları

Uzun zamandır aklımda olan bir yazıyı nihayet yazma fırsatı buldum. Instagram gündelik hayatta en az telefonu elimize aldığımızda 30-40 defa baktığımız bir sosyal ağ. Blogger dediğimiz kişileri takip ettiğinizde paylaşımlar ana ekrana alt alta geldiğinde hepsinde olan ortak benzerlikler gibi birçok şey dikkatimi çekti ve ufak çaplı bir araştırmaya girdim.
Öncelikle eğer bebeğiniz ve siz tanınan bir kişi olacaksanız bir kere en az bebeğinizin 3-4 adet makoseni, 3-4 adet ramper ve 3-4 adet şalvarı olmak zorunda.Kehribar kolye ve diş kaşıyıcı. Diş buğdayı, doğum günü partileri ve pasta patlatmaca fotoğrafları da olmazsa olmazlar arasında. Bulut yastık,  Peluş fil bunun benzeri. Evlerde çadır, değişik figürlü minderler ve eve her ay gelen aktivite kutuları.
Şahsi olarak araştırmayı çok seven biriyim. Hayatımın her alanında öyle olmasam da söz konusu çocuklarımın yediği içtiği giydiği ise dip köşe araştırırım. Takip ettiğim annelerin yazdıklarına önem versemde genelde deneme yanılma beni doğruya ulaştırır.
Açıkçası binlerce takipçiye ulaşmış kişilerin sürekli aynı paylaşımları bana çok samimi gelmediğinden eğer kafamı karıştıran bir şey var ise kullanıcı yorumları satış temsilcisi gibi kişilerle birebir iletişim ile en sonunda kendim alıp deneyerek tecrübe edinirim.
Gelelim tecrübe edinip onayladığım ürünlere.
Tanıyanlar 3 çocuk annesi olduğumu bilir. Yaklaşık 6 yıldır bebek üzerine yeme,içme, oynama ve giyinme ile ilgili ne varsa araştırma halindeyim.İlk olarak beslenmeden yola çıkacak olursak, ek gıda ile ilgili ayrı bir yazı paylaşımım olacağından yine ınstagram da ünlü olmuş birkaç kullandığım markayı yazmak istiyorum. twistshake biberon. Son zamanalarda iki profilden birinde karşınıza mutlaka çıkmıştır. Şuan iki oğlum da kullanıyor ve gayet memnun kalmış durumdayım. Sophie diş kaşıyıcıyı bilmeyenleriniz yoktur. İlk almaya karar veriğimde ücreti çok gelse de aldıktan sonra almir hakkını verdi diyabilirim. Şaun Asil kartal kullanımına devam ediyor. Genelde doğal taşların gücüne inancım olduğundan kehribarı daha ahmette kullanmaya başladım. Şuan 3 oğlum da hala kullanıyor. Ancak o kadar çok fazla satıcısı varki sertifikalı olmasına özen göstermeniz gerekiyor. Ben totsandmore'dan temin ediyorum. Genelde çocuklarımı yıllardır bilinen gap ve zara gibi büyük iki markadan giydirmeyi severim. Hatta neredeyse dolaplarının %90ı bu markalardan oluşuyor. Zaranın salaş kesimleri ve şalvar modelleri favorim. Marjinal şeyleri sevdiğimden olsa gerek beni ciddi anlamda tatmin ediyor. Son iki yıldır h&m de bunların arasına katıldı. Fakat ınstagram aracılığı ile tanıştığım ve bizzat dikimini üstlenen yamanscrib sahibi güliz hanım alışkanlıklarımdan beni kopardı sanırım. Ramper ve şalvar model salaş kesim 1-6 yaş arası ürünleri tam içime sindi diyebileceğim kriterlerde. Asil kartalın diş buğdayı, almirin koşmaya başlama durumu dolayısıyla bir kaç ürününü aldım ve kumaş olarak ta çok beğendim. Hatta ahmete göre dikim yapmasada 5-6 yaş gurubu uyan bir şalvar kombinini alıp giydirdim.Kenarda sürekli alışveriş listemde bu isim yer alacak. makosenler hem tarz olarak çok hoşuma gittiğinden hem de evde kullanımı çok rahat olduğundan ahmetten beri favorim. Ancak öyle çok satıcısı var ki. Hangisi gerçekten deri ve el yapımı feleğiniz şaşıyor. Ben minibum ile tanışma fırsatı buldum ve 2. dakika alışveriş yaptım. İkna kabiliyeti ve ürün mükemmelliğini siz düşünün.
Ahmet'in kapalı alan sevdası nedeni ile bir çadır araştırmasına girmiş ve birçok satıcı ile karşılaşmıştım. Happyjoykids ile karar verip henüz bir memnuniyetsizlik yaşamamış bulunuyorm. Oyuncaklarla çocuklarından fazla vakit geçiren bir anne olarak woodyland ahşap oyuncak markasını yazmadan geçemeyeceğim. Ahmete aldığım bir mutfaktan sonra sürekli alışveriş adresim haline gelen bu marka hem çocuklarımı hem beni ciddi anlamda mutlu etmiş durumda. Ahmette başladığım aylık aktivite kutuları bardabas ve pakolino hala evimin vazgeçilmezleri arasında devam ediyor. Pakolino ahmetin daha çok dikkatini çektiğinden almire bardabas bebek kutusu ahmete pakolino geliyor. Anne ile çocuk kaliteli vakit geçirmek adına kesinlikle önerebileceğim iki marka. Ben hem teşekkür amaçlı böyle bir yazı yazmak hem de sırf birileri alıyor diye boşuna paranızı harcamamak adına bir fikir sundum. Şu ana kadar yazdığım markaların hiçbirinden reklam amaçlı bedava bir ürün almış bulunmuyor hepsine ücreti neyse verip bizaat denemiş bulunmaktayım. Bu nedenle ne kadar samimi olduğuma siz karar verin.

Sevgiler :)