Hakkımda

4 kişilik bir ailenin tek kız çocuğuydum. Yeterince şımartılmış her istediği hemen hemen olmuş bir çocuk.. Tabi 90 larda ne kadar şey istenir ne kadarı olur orası ayrı bir muamma. Ticaret meslek lisesi mezunu ticaret üniversitesi terk'im :( Babamı 46 yaşında kaybettikten sonra 19 yaşımdayken başladı iş haytım. Daha doğrusu hayat maratonum. 20 li yaşlarda tanıştım eşimle. Senesine en kıymetlim geldi dünyaya. Ve geçmişte bahsettiğim kızdan şimdi eser olmayan ben.. Anne olmak hayatımın en zorlu görevi ve en güzel şeyi. Şimdi herşey onun için. Beslenmesi,uyuması, oynaması, okul hayatı, geleceği..

15 Ekim 2013 Salı

Çünkü oğlum daha önemli..

          Bugün benim evimde özellikle misafirlerime ayırdığım hiçbirşeyim olmadığını farkettim ve bununla gurur duydum.. Evimde bir misafir odam yok.. Misafirler için ayırdığım özel bir yemek takımım yok.. Evimin her odası benim, oğlumun ve eşimin.. İstediğimiz zaman istediğimiz odada zaman geçiriyoruz.. En güzel yemek takımlarımla hergün yemek yiyoruz.. Evim öyle sürekli derli toplu değil.. Aksine banyoda bile ayağımıza birşeyler takılıp ötüyor.. Öyle misafir gelir diye kasmıyorum.. Neden mi ?
         Çünkü oğlum bir daha 2 yaşında olamayacak.. On yaşına geldiğinde parmak boyasıyla yaptığı etkinliği dünyanın en mutlu insanı görüntüsünde heyecanla yapamayacak.. Evimi çok seviyorum.. Koltuk takımlarım, halılarım.. Ama hiçbiri oğlumdan önemli değil.. Az önce oyun hamurlarıyla beyaz halımda rengarenk bir görüntü oluştu.. Oğlumun suratında ki ifade görülmeye değerdi.. o nasıl bir mutluluk.. Parmak boyası yaparken kenarları beyaz olan koltuklarımda da aynı görüntü oluşmuştu ve oğlumda yine aynı ifade vardı..
          Arkadaşlarımla sohbet etmeyi bana oturmaya gelmelerini, onlara gitmeyi çok seviyorum.. Özellikle uzun zaman göremediğim bir arkadaşım geldiğimde sohbet etmemiz imkansız, çünkü oğlum konuşmaya başladı ve sürekli araya giriyor.. Ona bağırmak yerine söz hakkı tanıyorum.. Hatta onu dinlemesi için arkadaşlarımı uyarıyorum size birşey söylemek istiyor diye.. o şuan küçük bir mucit ve ben onunla gurur duyuyorum..
       5. kattaki komşumun benim evim, oğlum yada eşim hakkında ne düşündüğü umrumda değil, çünkü ben böyle mutluyum, oğlum böyle mutlu..İyiki de böyle yapıyorum.. Ona asla bu yaşını geri getiremem ama istediği gibi yaşarsa iyi bir çocukluk vermiş olabilirim..
       Hiçbirşey senden önemli olmaz küçük bey..
       Seni seviyorum..

11 Eylül 2013 Çarşamba

SONUNDA YAZ GELDİ :)

Özellikle Ahmet'in sabırsızlıkla beklediği yaz sonunda geldi çattı :) Kalın pamuklu giysilerden kurtulduğumuza sevindiğimiz kadar artık parkta onama şansımız olduğunada çok seviniyoruz..

Ahmetle dışarı çıkmak sandığımdan daha yorucu geçti.. Sanki kurulu oyuncak misali ayağı yere bastığı gibi uçuyor.. Kendisi yorulduğunda Allahtan dinlenmek için oturuyor :)
Taklit yapmayı, çirkin olmayı felan yapıyor..
sen istesende çirkin olamazsın ya neyse :)
Aldığımız kıyafetler büyüdükçe duygusallığa boğuluyorum.. 0-3 ay baktığım zamanlar nerdesiniz :)
şimdi bu küçük adam bana yardım ediyor kıyafet alırken :)
Bu arada deniz sezonumuzu açtık..


Bandanasız olmaz :)
Oğlumla her dönem ayrı eğlenceli ama bazen yetişemiyo olabiliyorum yalan değil..
Ahmet zor bi çocuk..




HIZLI BÜYÜYORUZ

Zaman hızlı ilerliyor. Ahmet artık herşeyini net bir şekilde ifade eden küçük bir beyefendi :) Araştırıyor, karıştırıyor, sorguluyor ve çözüyor..



Kendi kendine yemek yemek istiyor, dişlerini tıpkı bizi örnek alarak fırçalamak istiyor :)
Aslında resmen onunla tekrar büyüyorum ve bu çok eğlenceli oluyor..

istemediği bir kıyafetini giydirmekte zorlanıyorum artık. Ben şapka delisi biri olarak ona sürekli kıyafetine uygun şapka takma isteği duyuyorum :) Ama tabiki son kararı Ahmet veriyor..


.
o istemezse giymez, o istemezse takmaz..
Tabi büyümek ve büyütmek eğlenceli olduğu kadar çok zorda olmuyor değil. Bazen onu çözmeke çok zorlanıyorum. 2 yaş sendromu var diye çok makale okumuştum yaklaştıkça yaşıyorum..
Mesela çok takıntılı olabiliyor. Biz bu aralar sevimli köpekçik oyuncağımıza çok taktık mesela :)
ama biliyorum ki geçici bir durum. :)
bu arada babamızla maçlara gitmeye başladık..
o koyu bir beşiktaşlı..
Açık alanları daha çok sevdiğinden yazı iple çekmiyo değiliz :)

böyle böyle büyüyoruz ahmet beyle.. Zaman geçiyor mevsimler değişiyor.. Onun her haliyle her mevsim yaşanmaya değer..



2 Mart 2013 Cumartesi

Küçük Mucizem Büyüyor..

     Uzun zaman oldu yazmayalı.. En son küçük bey 1 yaşına girmişti.. Aslında yazmayı hiç bırakmadım.. Oğlum için hazırladığım günlüğünde nerdeyse her hafta birşeyler yazdım.. Bu arada blog'u atlamışız :) .. Bizim küçük bey artık herşeyden anlayan bir birey haline gelmiş bulunuyor.. Oyuncak seçimimizi bile yapabiliyoruz.. Sevmediği ya da hoşlanmadığı bir şey olursa beden dilinle ve mimikleriyle net bir şekilde belli edebiliyor.. Düşünebiliyormusunuz 16 aylık bir bebek (artık çocuk diyebiliriz ) kendini ifade ediyor :) ..



    Bebekliğinden beri seni uykunda izleme huyum hiç geçmedi.. Uyanık olduğunda kurmalı oyuncak gibi bir sağa bir sola koşan o küçük adam uykusunda adeta bir melek oluyor :)







Büyümen çok güzel de keşke ağardan alsak şu zamanı.. Seninle geçirdiğim her saniye 100 saat gibi geçse mesela :) Şaka bir yana seni çok seviyorum oğlum..