Hakkımda

4 kişilik bir ailenin tek kız çocuğuydum. Yeterince şımartılmış her istediği hemen hemen olmuş bir çocuk.. Tabi 90 larda ne kadar şey istenir ne kadarı olur orası ayrı bir muamma. Ticaret meslek lisesi mezunu ticaret üniversitesi terk'im :( Babamı 46 yaşında kaybettikten sonra 19 yaşımdayken başladı iş haytım. Daha doğrusu hayat maratonum. 20 li yaşlarda tanıştım eşimle. Senesine en kıymetlim geldi dünyaya. Ve geçmişte bahsettiğim kızdan şimdi eser olmayan ben.. Anne olmak hayatımın en zorlu görevi ve en güzel şeyi. Şimdi herşey onun için. Beslenmesi,uyuması, oynaması, okul hayatı, geleceği..

11 Eylül 2013 Çarşamba

SONUNDA YAZ GELDİ :)

Özellikle Ahmet'in sabırsızlıkla beklediği yaz sonunda geldi çattı :) Kalın pamuklu giysilerden kurtulduğumuza sevindiğimiz kadar artık parkta onama şansımız olduğunada çok seviniyoruz..

Ahmetle dışarı çıkmak sandığımdan daha yorucu geçti.. Sanki kurulu oyuncak misali ayağı yere bastığı gibi uçuyor.. Kendisi yorulduğunda Allahtan dinlenmek için oturuyor :)
Taklit yapmayı, çirkin olmayı felan yapıyor..
sen istesende çirkin olamazsın ya neyse :)
Aldığımız kıyafetler büyüdükçe duygusallığa boğuluyorum.. 0-3 ay baktığım zamanlar nerdesiniz :)
şimdi bu küçük adam bana yardım ediyor kıyafet alırken :)
Bu arada deniz sezonumuzu açtık..


Bandanasız olmaz :)
Oğlumla her dönem ayrı eğlenceli ama bazen yetişemiyo olabiliyorum yalan değil..
Ahmet zor bi çocuk..




HIZLI BÜYÜYORUZ

Zaman hızlı ilerliyor. Ahmet artık herşeyini net bir şekilde ifade eden küçük bir beyefendi :) Araştırıyor, karıştırıyor, sorguluyor ve çözüyor..



Kendi kendine yemek yemek istiyor, dişlerini tıpkı bizi örnek alarak fırçalamak istiyor :)
Aslında resmen onunla tekrar büyüyorum ve bu çok eğlenceli oluyor..

istemediği bir kıyafetini giydirmekte zorlanıyorum artık. Ben şapka delisi biri olarak ona sürekli kıyafetine uygun şapka takma isteği duyuyorum :) Ama tabiki son kararı Ahmet veriyor..


.
o istemezse giymez, o istemezse takmaz..
Tabi büyümek ve büyütmek eğlenceli olduğu kadar çok zorda olmuyor değil. Bazen onu çözmeke çok zorlanıyorum. 2 yaş sendromu var diye çok makale okumuştum yaklaştıkça yaşıyorum..
Mesela çok takıntılı olabiliyor. Biz bu aralar sevimli köpekçik oyuncağımıza çok taktık mesela :)
ama biliyorum ki geçici bir durum. :)
bu arada babamızla maçlara gitmeye başladık..
o koyu bir beşiktaşlı..
Açık alanları daha çok sevdiğinden yazı iple çekmiyo değiliz :)

böyle böyle büyüyoruz ahmet beyle.. Zaman geçiyor mevsimler değişiyor.. Onun her haliyle her mevsim yaşanmaya değer..