Hakkımda

4 kişilik bir ailenin tek kız çocuğuydum. Yeterince şımartılmış her istediği hemen hemen olmuş bir çocuk.. Tabi 90 larda ne kadar şey istenir ne kadarı olur orası ayrı bir muamma. Ticaret meslek lisesi mezunu ticaret üniversitesi terk'im :( Babamı 46 yaşında kaybettikten sonra 19 yaşımdayken başladı iş haytım. Daha doğrusu hayat maratonum. 20 li yaşlarda tanıştım eşimle. Senesine en kıymetlim geldi dünyaya. Ve geçmişte bahsettiğim kızdan şimdi eser olmayan ben.. Anne olmak hayatımın en zorlu görevi ve en güzel şeyi. Şimdi herşey onun için. Beslenmesi,uyuması, oynaması, okul hayatı, geleceği..

23 Kasım 2014 Pazar

Okudum ki ve Yaşadım ki

Hamileliğimde bunların hepsini okuyup, duyduğumda ben de bunları böyle kitabına göre yapacağım diye kendimce karar vermiştim. Ama gerçek hayatta hiç de öyle planladığın gibi olmuyormuş? Evdeki hesabın çarşıya uymadığını tez zamanda gördüm maalesef.İşte benim tecrübelerim:1. Okudum ki:Doğduğunda mutlaka sadece anne sütü verilecek. Yoksa biberona alışabilir veya sürekli mama isteyebilirmiş.Gördümki:Bebişin kilosu önemli miktarda azalır ve doktor formula ver derse, aynen formula takviyesini dayıyormuşuz.2. Okudum ki:Sallayarak uyutmaya alıştırmamak lazımmış.Yaşadım ki:İlk 3 ay bebişin uyuması için her yol mübahmış.Kaldı ki alıştırmak kavramı da çokbilmiş böyle 3-5 çocuk büyüten sözüm ona uzman annelerin safsatasıymış.Bebeğin uyuması için denenen onca yol yordam çözüm olmazsa hatmettiğin onca yazı,site karşıtı sallamak fiili illaki caizleşiyormuş.3. Okudum ki:Bebeğimizi memede veya biberonda uyutmamak lazımmış.Yaşadım ki:Bebiş uyuyacaksa uyusunmuş, ister memede, ister biberonda, ister bacakta sallanırken...Yeter ki uyusun da şöle ecü yatak görebilesin sen de.4. Duydum ki:Aman her gak guk dediğinde bebeği kucağa almayın; kucağa alışırmış, şımarırmış.Yaşadım ki:Kucağa alışma diye diye birşey yokmuş. bebişimizi bol bol kucaklayıp, sarılıp öpecekmişiz. Güven duygusunun gelişmesi için ağladığında cevap verecekmişiz. Sonra büyüyüp sözüm ona koca adam olunca zaten kucaktan kaçmak için solucan gibi kıvranacakmış.Zaten sen kucana almazsan o inadım inat muradım kel murat hesabı seni mutlak hizaya sokarmış….kucak hizasına.5. Okudum ki 6-7 aylıktan sonra gece beslemelerini kesecekmişiz.Yaşadım ki:Bu lafı edenler yavrularımız gece uyanıp ağladığında bi taraflarında pireler uçuşarak üçüncü beşinci uykularını uyuyorlarmış. Biz ise kucaklayıp bebişi beslemeye devam ediyormuşuz.Zaten sıkıysa besleme…Avazı çıkan bebek illakine isterim …. modundaymış6. Okudum ki:İlk dişler ortalama 6. ayda çıkarmış.Gördümki:İlk dişler 11. - 12. ayda da çıkabilirmiş.7. Okudum ki:Bebeklere TV seyrettirilmemesi gerekirmiş.Yaşadım ki:Yavruya yapılacak başka animasyon kalmadığında ve yavru sıkıntıdan sinir küpü olduğunda (az da olsa) TV imdadımıza yetişirmiş.Her yerde reklam zararlı özellikle deseler de iki saniye olsun nefes almanı sağlıyacaksa bu bile mubahlaşıyormuş.Hele en fazla yarım saat olan dahi bebek-baby Einstein cdleri yemek yerken bebişi meşgul etmek için en birincil obsesyon oluyomuş.8. Okudum ki:1 yaşını geçtiğinde biberonla süt/su vermeyi bırakmak gerekirmiş.Gördümki:Başka türlü süt içmeyi kabul etmiyorsa biberonla vermeye devam edilirmiş.Yeter ki içsinmiş-yesinmiş.Beden dersinde hiç atamadığın taklalar attırılırmış en alasından.9. Duydum ki:Çocuklar 1 yaşından evvel tuvalete alıştırılabilirmiş. (örn: amerikada 6 ayda öğrenen bebek veya ülkemizdeki bilumum vs ler)Görüyorumki:Yavru hazır olmadan hiçbirşeyi zorla yaptıramazmışsınız yaptıramıyormuşsunuz.10. Okuduklarımdan Sandım ki:İstediğin kadar yavruşlar emzirilebilir.Yeter ki süt yok die pes etmeyesin.Gördümki:Sütünüz tahmininizden evvel azalabilirmiş, hatta kesilebilirmiş.Can alıcı noktada mecburen pes ediyomuşsun.Bu tür anne sütü savaşı öykülerini de okudum en yaşanmışından…..11. Düşündüm ki:Bunların hepsini ben tek başına yaparım. Kimseye ihtiyacım yok.Olsa olsa az buçuk lohusalıkta naz yaparmışım.Yaşadım ki:Annem olmasa bu çocuk 2 aylık olmazmıs. Belki olurmuş ama o zaman ben böyle olmazmışım.Böyle değil hatta hiç olmazmışım.12. Düşündüm ki:Hamişlikte hiç zarar ziyan etmeyen hatta varlığını 27 hafta gizde tutan oğliş doğunca da benim evdeki oyuncak bebelerim gibi bezini al, karnını doyur, gazını çıkar modunda bi bebiş olacak.
Gördüm ki:Avcunu yalarsın kızım.Bu bebek yola koyulur koyulmaz o 40 haftanın da intikamını alıyor, 7/24 seni mesaide tutmayı da beceriyor.Artı bir de etraftaki çok bilmişleri dinleyip asabiyetin tavan yapıyor.Yapmıyorsa sinirlerini aldırmışsındır.Doğal yollardan sükunetini koruyamayacağına eminim.
13. Duydum ki: Ooooo onların zamanında onlar yokmuş, bunlar yokmuş, annelik çok zormuş.Yaşadım ki:Annelik hala zor….






27 Ekim 2014 Pazartesi

Elde var 3 ''Ahmet 3 Yaşında''

Her anın çok özel, her saniyen çok kıymetli.Lakin detaylarıyla uğraşmaktan çok fazla keyif aldığım günlerin en başında geliyor oğlumun doğum günü. Kusursuz olmalı. Herşey elimizden geldiğince özenle yapılmalı. Önce konsept düşünüyoruz tarih daha yaklaşırken :) Biz koyu bir beşiktaş ailesi olduğumuz için ve oğlumuzunda bu konseptten mutlu olabileceğini düşündüğümüz için beşiktaş temasına karar verdik. Uzun süren internet araştırmaları, tecrübeli anne blogları vs.. keşfettiğim ve iyiki buldum dediğim bir site www.partisepeti.com hayalimde ve aklımda ne varsa gerçeğe dönüştüren bir yer diyebilirim. Hassas bir anne olarak ve herşeyin dört dörtlük olmasını istememden kaynaklı olsa gerek ki şüphesiz emin olmalıydım isteklerimin yapılabilecek olmasından. Öncelikle şu bi gerçekki internetten baskısını yaptırdığınız hiçbirşeyden emin olamıyorsunuz. Acaba anlattığımı anlayabilecekler mi? Ürünün kalitesi nedir. Verdiğim sipariş tam gelir mi ? Gününde gelir mi ? Bunun gibi birçok soru daha.. Nihayetinde partisepeti sayesinde tanıştığım burhan bey bütün soruların cevabını vermiş oldu. Detaylar o kadar güzel hazırlanmış ve öyle titiz bir baskı çalışması olmuş olucak ki gelen herkes ürünleri nerede hazırlattığımı sordu :)










www.partisepeti.com dan yaptırdığımız ürünlerle hazırladığımız konsept mükemmel ötesiydi. Atlanmış ya da unutulmuş hiçbirşey yoktu. Bu tarz baskıları yaptırabileceğiniz çok fazla site var, fakat hem maddi anlamda hem de isteklerinize cevap verebilme anlamında bu özveriyle çalışanına rastlamamıştım. Bu özel ve benim için çok anlamlı günde hazırladıkları harika ürünler için https://www.facebook.com/partisepeti 
instagram.com/partisepeti
twitter.com/partisepeti
www.partisepeti.com 'a çok teşekkür ediyorum. Bizimkisi uzun bir yol.. 3- 4 -5 yaş bitmez :) Allah nasip ederse bundan sonraki bütün doğum günlerimizi birlikte hazırlayacağımız kesin :)
Pasta ve kurabiyeler için ellerime sağlık diyorum :) Bu konuda en azından oğlumun doğum gününe uygun pasta ve kurabiye yapacak kadar becerikliyimdir. (: 



Çekilen mükemmel fotoğraflar için tunçphotografy ekibine Mehmet ve sevigli eşi Kübraya çok teşekkür ederiz. Evlilik yıldönümleri olmasına rağmen kırmayıp geldikleri için özellikle teşekkür ediyoruz. Bizim canavarı fotoğraf çekmek kolay değil. Yakaladığı fotoğraflar müthiş. 

www.fb.com/tuncphoto 

www.tuncphotography.com 'dan ulaşım sağlayabilirsiniz. 

Herşey harikaydı. Güzel bir gündü ve benim için kusursuzdu. Bu arada doğum günü hakkında fikir edinebilmek için blog.partisepeti.com incelemenizi öneririm.


Nice yaşlar oğlum..

İyiki doğdun..

23 Ekim 2014 Perşembe

Iyiki doğdun..

3 yıl önce bugün.. Henüz yaşadığım herşeyin ne kadar boş olduğunun farkında olmayan ben heyecanla sana kavuşmayı hayal ediyordum. Sen hayatıma sonradan dahil olacak olan küçük adam beni ne kadar etkileyebilirdin ki? Kelimelerin yetemeyeceği ve kendimi bu konuda ne kadar yazarsam yazayım asla ifade edemeyeceğim bir duygu senin annen olmak.. Ahmet.. oğlum.. ömrüm.. yaşamak için koca nedenim.. hayatımda ne ters giderse gitsin sen yeryüzünde nefes aldığın sürece şükür halime.. şükür bugünüme.. 24 ekim 2011.. sensiz hayatımın son günü.. 21 yıldır yaşanan koca boş bi hayat.. heyecan, korku, merak.. sahi neydi bu saydıklarım.. bi tür duygu kargaşasımı.. boşversene.. ve büyük gün. . 25 ekim 2011 saat 12:36 yeniden doğuyorum.. hemde ANNE olarak.. Yaşamım boyunca senin annen olmak gibi büyük bir ödülü hak edecek ne yapmış olabilirim ki.. sen küçük adam.. beni nasıl böyle baştan sona değiştirebilirsin.. hemde kucağıma aldığım ilk saniye.. kendime inanamıyorum. . Beni bu yaşıma getirmiş annemin, anneanenenin kucağındasın ve ben zarar görmenden korkuyorum.. ya düşürürse.. bu nasıl bir koruma iç güdüsü inanamıyorum. . Ve az önce bahsettigim duygu karmaşası.. organlarımın bile ne işe yaradığını doğumunla öğreniyorum.. seni kokluyorum ve o an burnumun, koku alma duyumun ne müthiş bir işe yaradığının farkına varıyorum.. gülüşün.. ilk saniyede gözlerimin içine bakarak attığın o tebessüm. Gözlerim ve görme yeteneğim.. sende anlam buluyor.  Bakışın da, gülüşün de.. ağladığın ilk an birşey fark ediyorum.. morarma oluyor yüzünde ve doktorlar kalp ile ilgili bir sıkıntı olabileceğini söylüyor ciddi birşey olmayabilir cümlesiyle beraber.. Korku.. ben bunca yıl bu duygunun iliklerime kadar işlediği hiçbir an yaşamadım.. sonunda hiçbirşey çıkmasada.. sana zarar gelebilme olasılığı bile bütün benliğimi aldı.. sen küçük adam.. öyle bir geldin ki herkesin tanıdığı inatçı, asi, dediğim dedik, huysuz, diktatör merve gitti seninle beraber herşeye göğüs geren, bütün değerlerinin önüne oğlunu koyan, herşeyi onun iyiliği için olsun diye çabalayan, yapılan onca haksızlığa, kötülüğe ses çıkarmayan ve tek bi gülüşün için herşeyi geride bırakan Annen geldi.. doğduğun günden bu güne senin iyiliğin,  mutluluğun için yaşadım.. hiçbir şey için pişman değilim.. Eğer anneysen ve gördüğün oğlunun bir çift gülen gözleriyse eğer,  çektiğin herşey buna değer.. iyiki doğdun..

3 Eylül 2014 Çarşamba

Bayram Çocuğu

Nerde eski bayramlar diye yakınıp başlayalım yazıma :) Yeni alınan ayakkabılar başucuna koyulur kıyafetler ütülenir hazırlanır ayakkabıların yanında yerini alırdı. Çocukluğuma dair beni en mutlu eden şey budur. Bunu oğluma yaşatmalıyım diye düşündüm. Beşiğine asmıştım bayramlıklarını :) herşeyden bir haber olan ahmet uyurken elini masumca ayakkabısına koymuş fotoğraflanmaya değer bir kare diye düşündüm.
Tabi bu fotoğrafta biraz küçük:) şimdi dana olduk hatta tarz sahibi :) Bütün hayatın bayram tadında olsun.. Hep bol gülüşlü mutluluk dolu bayramlar geçirmen dileğiyle.. Bazı anlar vardır ki ömre bedel. Senin doğduğun günden beri yaşadığın her anın benim için ömre bedel :) Senin annen olduğum için çok mutluyum. Sen hep gül çocuk..



Çalışan anne olmak

 Çok fazla kafa kurcalayan, vicdan yaptıran Bir şey olduğu kesin.. Peki ama ya mecbursan. 4 aylıktı oğlum ondan ilk ayrıldığım zaman :( ilk işe gittiğim gün ağlamaktan gözümün önünü göremiyordum. Sonraki gün, diğer gün vs... Uzun süre ağlamaklı salyalı sümüklü bir ayrılış oldu her iş günü.. Vicdanım rahat etsin diye en iyi marka bebek ürünleri, kıyafetler, pahalı oyuncaklar.. Şimdi nasıl saçma geliyor. Zaten ihtiyacım olduğu için çalışmıyor mu ki insan. Kazandığımı onun masrafına haradıktan sonra çalışıp bebeğimden ayrılmanın ne anlamı var. Hem dünyayı alsan ne fayda yanında vakit geçiremedikten sonra. İlk eltim beni arayıp merve ahmetin dişi çıktı dediğinde yıkılmıştım adeta. Çünkü benim küçük tombalak oğlumun deli gibi damakları kaşınıyor ve ben her sabah ve akşam elimde kaşık ses geliyor mu diye kontrol ediyordum. Bana kısmet olmadı ya o dişi görmek :( O benim oğlumdu ama ben ilk lerinde yanında olamıyordum. Ama ona iyi bir hayat hazırlıyordum bir yandan. Bir yandan da çalışmayıp evde çocuğuyla vakit geçiren arkadaşlarımla konuşuyordum. Çoğu ev temizliği, yemek internet derken gün bitiyor diyorlardı. Artık içim bir nebze olsun rahattı. Çünkü ben eve gittiğimde yemek dışında ahmet uyanıkken sadece onunla oyun oynayarak masal okuyarak severek, gezerek vakit geçiriyordum. Yani işin özü kaliteli vakit geçirmek diyebilirim.
Bir hafta sonu anne baba çocuk geziyor bir hafta sonu anne oğul geziyorduk. Bazen evde ama doya doya vakit geçiriyorduk. Şimdi oğlum 3 yaşına giriyor. Kendini bildi bileli annesi çalışıyor. Şu sıralar işe gitmesen olmaz mı anne biz seninle çok güzel vakit geçiriyoruz diye mırıldanıyor. Ona güzel vakit geçirmemizin sebebinin birbirimizi özlediğimiz için olduğunu anlattım. Aslında hergün yanyana olsak ve hep oyun oynasak gezsek sıkılırız mesajını verdim. Şimdi anne sen git ben seni özliyim gel oyun oynayalım gezelim birlikte kule yapalım felan diyor. Çalışan anne iseniz ve iş dışındaki vaktinizi çocuğunuzla doya doya geçiriyorsanız vicdanınız rahat olsun. Hem çalışmak anneye maddi manevi güven verirken bir yandan da kendini hızlı toparlamasına sosyalleşmesine, çocuğuna daha iyi vakit ayırmasına sebep oluyor. Oğlumla geçirdiğim her saniye bile çok önemli. Boşa geçmememli, boş geçmemeli..






Sünnet Anısı

Ahmet doğar doğmaz ilk olması gereken şey diye düşündüğüm lakin eşimi bir türlü ikna edemediğim sünnet 2,5 yaşında gerçekleşti :( Öncelikle aklınızda herhangi bir soru kalmasın hiçbir sağlık nedeni yüzünden değil. Tamamen keyfi karar verilen bir anda gelişti herşey. Kendim hastane çalışanı olduğum için kesim kısmında oldukça rahat olmaya çalıştım. Doktor seçimi çalışanlar herkes tanıdığım bildiğim ve özellikle işinde iyi kişilerle gerçekleşti. Genel anestezi almaması için bütün hastane seferber olsada bunu kabul etmedim ve uyutulmasını istedim. Doğru ya da yanlış verdiğim karar buydu ve böyle de oldu. Uyanması için herhangi bir müdahale yapılmadı doktor ilaç Ya da Bir şey vermek istemedi kendi uyansın dedi tam 1 saat sonra uyandı :( beklemek kabus olsada çok iyi bir sünnet bitmişti ve herşey yolundaydı. Uyandığında ahmet olanlardan bi haber kalktığı gibi zıplayıp koşmaya başladı. Ne yarası kapalıydı ne de bi koruma vardı. Şaşkın bir şekilde eşimle onu izliyorduk. Tam 2 gün sonra altını alırken pioisini gördükten sonra fark etti kesildiğini :) şaka gibi. Ondan sonra acıyo triplerine girdi ki tamamen piskolojik :) oda bir gün sürdü ve herşey yoluna girdi. Şimdi küçük adam erkek oldu :) Güzel bir düğünle de mutlu son oldu. Korkulcak Bir şey yokmuş ama bunu oğlunuzun pipisi kesilirken pek düşünemiyorsunuz:)

Kreş mi Ev mi

Çalışan anne olmanın zor yanlarından biri de birlikte çok fazla vakit geçirememek :( Peki artık 3 yaşına geliyor kreşe gitmeli mi? Yine uzun araştırmalar, tecrübeli annelere sorulan sorulardan sonra bir de deneme yanılma yöntemine karar verdim. Çalıştığım kurumun yakınında bir kreşi araştırıp gitmesini uygun gördüm. Her sabah bir kabustu :( ağlamalar, uyanmak istememeler, akşam yatmak istememek, okulda yenmeyen yemekler, kurallara uymayan çocuk.. Çok başarılı ve kolay olmadı anlıyacağınız.. Anane ve babanne baskısı bir yandan ağlatma biz bakıyoruz ne gerek var (paylaşılmayan bebek). Artık oğlumun okula gitmemek için bana öğretmen vurdu yalanı Maalesef ki yalan attı ve ben bu yüzden okulu karıştırdım :( (hala utanıyorum) kameralar izlendi, müdür ve öğretmen münakaşa, tartışma. Sonuç olarak ortada bir vurmasöz konusu bile değil. Ahmeti kreşten almaya karar verdim. Şimdilik anneannede devam. Arada bir soruyorum istermisin okula gitmek diye bazen evet diyor. Ama oğlumun istediği sadece kendi yaşıtlarıyla 1 kaç saat oyun oynamak bunu çözdükten sonra onu aktivite kulüp gibi yerlere götürmek daha mantıklı geldi. Şimdi yarım gün oyun grubu olarak gönderme planındayım. Ama bu kötü geçen kreş macerasından sonra oldukça titizleniyorum :)




Canı Sıkılan Ufaklık

Evet küçük beyin canı sıkılıyor artık ve bunu bu şekilde dile getiriyor. Anne çok sıkılıyorum :( iyi ama ne yapmalıyım. Parka gidelim, denize gidelim, oyun kulübüne gidelim bunun sonu yokki. Sonuçta evde olduğumuz zamanlarda olmak zorunda.. Ama o henüz 2 yaşında bir çocuk. Bunu ona nasıl anlatabilirim. Bunun üzerinde uzun süre araştırma yaptım.İnternetten, dergilerden, sayfalardan, oedegoklardan. Önemli olan ahmetin gelişimi normal ve bu yaşında canı sıkılmasıda gelişiminin yolunda ilerlediğinin göstergesi. Şimdi gelelim bu sıkıntıyı ortadan kaldırmaya. Aktivite kutularına katılmaya karar verdim. Zaten kırtasiyeden bir dünya şeyler alıp aklımın yettiğince birşeyler yapıyorduk. Bunları bir kutuya toplayan proflarla tanıştım. :) bardabas, pokolino, adım adım her ay bir kutu evimizde :) Ailece etkinlik yapmış oluyorsunuz çünkü yardıma ihtiyacı oluyor. Çocuk müthiş zaman geçiriyor. Yaptıklarıda hatıra olarak kaldırılıyor. Tavsiye derim.







Herşeyin İlk'ini Saklamak

Kulağa imkansız geliyor değil mi :) zaten imkansız.. Ama neden elimden geleni yapmayım diye düşünmüyor değilim hani.. Bizim tombul oğlanın hastane çıkışı pek bi minik geliyor gözüme artık :) Sanki ufacık bir çerçeveye bile sığar gibi.. aaa ne iyi bir fikir hastane çıkışını çerçeveletmek :) yaptım walla.. Çok ta güzel oldu çokta iyi oldu :) ilk emzik , oyuncak ve ayakkabılarıda dahil ettim bu kadroya:)





İlk doğum bilgilerini bir grafi programında düzenleyip fotoğrafçıda baskıya verdim ve onuda çerçevelettim. Artık oğlum bu hatıraları ömür boyu saklasın dursun.. O kadar çok şey var ki saklayabilceğim. Ama nereye kadar bilmiyorum. Yaptığı her şeyi, resimleri bile tutuyorum. Annem pes ediceksin diyor bir gün ama ne zaman bilemem. Şimdilik devam :) Sizlere de fikir olur diye düşündüm.. Bu arada doğduğundan beri tuttuğum bir güncesi var. Oradada herşeyin ilkleri yer alıyor. İlk banyo, ilk tren yolculuğu vs. Harika tasarlanmış Bir şey. Bir göz atmanızı tavsiye ederim ;)


Küçük Model

Ahmet'in doğduğu günden beri elimden düşmeyen fotoğraf makinesi sebebiyle olsa gerek, bütün arkadaşlarımın baskısı sonucu bizim küçük beyefendi katalog çekimlerinde yerini aldı :)
Yüzü çekime çok müsait olması sebebiyle genelde yakın çekim yapıldı. Bebek dergileri, konu anlatımlarındaki karelerde yerini aldı. Bize hatıra oldu çok ta güzel oldu :) Fakat adı üstünde daha çocuk.





Hemen sıkıldı, ilk etapta cazip gelen makine onu huzursuz etmeye başladı. Çekilen kardır :) Oğlum istemezse biter bu iş dedim ve son verdim :) ahmetin kendi çocuklarına gösterebileceği kadar çok ve güzel hatıralar kaldı. Bundan da hevesimizi aldık. Bakalım ahmetle olan yolculukta bizi neler bekliyor :)


Elde Var 2 :)

Doğdu, dişi çıktı, yürüdü, 1 yaş derken zaman su gibi akıp geçti. Şimdi 2 yaşında küçük beyefendi. Pepe hastası bir oğlum olduğu için konsept kesinlikle pepe olmalı diye düşünüyordum. Sonuç ta bu onun günüydü ve kendini ifade edebilme yeteneğini kazanmış bir çocuktan bu esirgenemezdi. Lakin eminönüne bir doğum günü alışverişi için keşfe çıktığımda şu pepe karakterinin herşeyi tam takım olan birçok şeyini bulamadım. Zar zor ahmete cars temasını sevdirdim ve ani bir kararla konsept cars oldu :) İlk yaşını cafede kutlamıştık. Ancak istediğim gibi olmamıştı birçok aksaklık yaşamıştım. 2. yaşını eviminde müsait olmasından kaynaklı evde yapmaya karar verdim. Herşeyi içime sine sine hazırladım. Tek tek ufacık ayrıntılarıyla uğraştım. Böyle daha zevkli ve heyecanlı. Bu arada ahmet paşa beni izliyor bir yandan rahat durmuyordu tabiki. Butik pasta ve kurabiye becerimin olması da avantaj tabi :) cars lı bir pasta, 2 yaş kurabiyeler evde toplanan 83 kişiyle dolu dolu bir doğum günüydü. :)








Bu kadar kalabalık olacağı aklıma gelir miydi bilmem ama herşey fazlasıyla yetti ve çok eğlendik. Özellikle pinyata patlatmayı çocuklar beceremeyip bizlere kaldığında ev halkı kopmuştu :) Ahmet paşanın hediyelerini açarken ki merak ve heyecanı görülmeye değerdi.
Seni seviyoruz oğlum iyiki doğdun..